“Parça tesirli mühimmat” (Cluster Munitions), 20.05.2008’de Dublin’de hazırlanan ve 03.12.2008’de Oslo’da imzalanan Parça Tesirli Mühimmatlarla İlgili Anlaşma (Link) uyarınca şu şekilde tanımlanır:
“Parça tesirli mühimmat’, her biri 20 kg’dan az ağırlığa sahip patlayıcı alt birimleri saçmak veya bırakmak üzere tasarlanan ve söz konusu patlayıcı alt birimleri içeren konvansiyonel mühimmatlar anlamına gelir” [MADDE 2(2)].
Söz konusu anlaşmada mayınlar kapsam dışında bırakılmıştır. Kapsam dışında bırakılan diğer mühimmatlar, örneğin alev, duman yayıcılar gibi özellikle hava savunmasına yönelik mühimmatlar, elektriksel ve elektronik etki yaratan mühimmatlar ve rastgele bir alana etki etmeyi ve de patlamamış alt birimlerle oluşan riskleri önlemeye yönelik donanımsal özellikleri içeren mühimmatlardır. Bu özellikler aşağıdaki gibidir:
(i) Her bir mühimmat 10’dan daha az patlayıcı alt birim içerir;
(ii) Her bir patlayıcı alt birim dört kilogramdan fazla ağırlığa sahiptir;
(iii) Her bir patlayıcı alt birim tek bir hedefi tespit edip ona kilitlenecek şekilde tasarlanmış olmalıdır.
(iv) Her bir patlayıcı alt birim bir elektronik kendi kendini imha etme mekanizmasına sahip olacak şekilde donatılmıştır;
(v) Her bir patlayıcı alt birim bir elektronik deaktivasyon özelliğine sahip olacak şekilde donatılmıştır.
Parça Tesirli Mühimmatlarla İlgili Anlaşmaya hali hazırda 106 ülke taraf olmuştur. 14 ülke anlaşmayı imzalayarak niyet belirtmiştir. Türkiye henüz taraf değildir.
Parça tesirli mühimmatların değişik çeşitleri bulunmaktadır (Link; bkz. Wikipedia – “Cluster Munition”). Örneğin yakıcı mühimmatlar yangın çıkarma amaçlı olup yangına müdahaleyi engellemek üzere anti-personel veya anti-tank özellikler içerebilmektedir. Anti-personel parça tesirli bombalar silahlı birlikler ve soft hedeflere yönelik olmakla birlikte etik ve insani sebeplerle en çok tepki gören bomba çeşitlerinden biridir. Benzer şekilde mayın döşeyici mühimmatlar hemen patlamayıp ilgili hedefle temas ettiğinde infilak ettiğinden anti-personel yönü vardır. Anti-elektrik silahlar genellikle elektrik dağıtım şebekeleri ve santrallerini hedef alarak iletken malzemeleri etrafa saçmak suretiyle işlev görürler.
Patentlenebilirlik
Savunma Sanayi alanında geliştirilen birçok teknolojinin patentlenmesi mümkündür. Patlayıcılar, mühimmatlar, füze teknolojileri gibi savaş teknolojisine ait patentlere veritabanlarında rastlanmaktadır. F41* Uluslararası Patent Sınıfı (IPC) genel olarak silah teknolojilerine (WEAPONS), F42* Uluslararası Patent Sınıfı (IPC) ise mühimmat ve patlayıcılara (AMMUNITION, BLASTING), tahsis edilmiştir. Parça tesirli mühimmatlar veya bombalarla ilgili spesifik bir IPC sınıfı bulunmasa da bunların genel yapılarına bağlı olarak F41* ve F42* altında uygun alt sınıflarda kategorize edilebilmesi mümkündür.
Parça tesirli mühimmatların anti-personel yönü bulunduğundan ve geçmişte çeşitli ülkelerin yanlış kullanımları sonucunda birçok sivil ölümüne neden olmasından mütevellit patentlenebilirliği tartışmalı bir konudur. Ayrıca bu teknoloji türü, savunma sanayi ve milli güvenliği ilgilendirdiğinden birçok ülkede ve Türkiye’de gizlilik prensiplerine tabi olabilecektir.
SMK, Md. 82 patentlenebilirliğin istisnalarını düzenlemektedir. SMK, Md. 82(3)(a), kamu düzenine ve genel ahlaka aykırı buluşların patentlenemeyeceğini hüküm altına almaktadır.
SMK, Md. 82(3): Aşağıda belirtilen buluşlara patent verilmez:
1. Kamu düzenine veya genel ahlaka aykırı olan buluşlar.
…
Yukarıdaki düzenlemenin Avrupa Patent Sözleşmesindeki karşılığı EPC-Md. 53(a)’da mevcut olup, EPO İnceleme Rehberinde anti-personel mayınların patentlenemeyeceği açık bir örnek olarak belirtilmiştir.
EPO İnceleme Rehberi, G-II, 4.1
Ticari kullanımı “kamu düzenine” ve ahlaka aykırı olan bir buluş patentlenebilirlik dışında tutulmaktadır. Bunun amacı, kamuda kargaşa veya rahatsızlığı veya suç teşkil eden veya genel olarak diğer türlü saldırgan davranışları tetikleyecek buluşların korunmasını önlemektir (ayrıca bkz. F-II, 7.2). Anti-personel mayınlar açık bir örnektir.
Anti-personel mayınlar, diğer türlü mayınların (örn. Anti-tank) aksine insanlara yönelik tasarlanmış mayınlardır. Bu türlü mayınların üretilmesi, depolanması, elde tutulması, bir başka şekilde edinilmesi, başkasına devredilmesi veya bu amaçlarla herhangi bir şekilde teşvik edilmesi, ANTİ-PERSONEL MAYINLARIN KULLANIMININ, DEPOLANMASININ, ÜRETİMİNİN VE DEVREDİLMESİNİN YASAKLANMASI VE BUNLARIN İMHASI İLE İLGİLİ SÖZLEŞME, MD. 1 uyarınca kesin şekilde yasaklanmıştır. (Link) Bu sözleşmeye hali hazırda Türkiye dahil 164 ülke taraftır.
EPO Temyiz Kurullarının şu ana dek herhangi bir parça tesirli mühimmat tipine ait bir patent başvurusunu, kamu düzeni ve genel ahlaka aykırı olduğu gerekçesiyle reddettiğine dair spesifik bir karara rastlanmamıştır. Ancak böyle bir vaka olduğu takdirde anti-personel mayınlarla ilgili oluşturulan genel kanaatin bu özel mühimmat türü için de geçerli olacağı tahmin edilmektedir.
Normalde EPC dahilinde “buluş” tanımı bulunmasa da soyut, teknik olmayan ve patentlenebilirlik haricinde tutulan özel konular hariç, teknik karaktere sahip geliştirmelerin patentlenmesinin önünde bir engel yoktur (EPC, Md. 52-53).
Ancak anti-personel mayınlar örneğinde olduğu gibi, EPO’nun EPC üyesi ülkelerdeki genel hukuki durum ve uluslararası sözleşmeleri dikkate alarak kamu düzeni ve genel ahlaka aykırılığı değerlendirebileceği düşünülmektedir.
Parça tesirli mühimmatlar anti-personel amaçlarla kullanılabileceği gibi anti-tank, havadan havaya savunma sistemleri, yangın, elektrik şebekelerine saldırı ve hatta havadan propaganda malzemesi dağıtmak amacıyla bile kullanılabilmektedir. Burada patentlenmesi tartışmalı görülebilecek konu, anti-personel özellikte olan mühimmatlardır. Bu minvalde, parça tesirli bir mühimmatın patentlenmesi söz konusu olduğunda, patentlenmek istenen buluşun niteliğine göre bir karar verilecektir.
Örneğin patent başvurusuna konu teknolojinin, mühimmatın hangi kısmıyla ilgili olduğu önem arz etmektedir. Örneğin aşağıda görülebileceği üzere bir parça tesirli roketin veya merminin fünye, itici, tetik mekanizması, patlayıcı alt birimler gibi değişik bölümleri bulunmaktadır. Patlayıcı alt birimlere ne konulduğu, parça tesirli mühimmatın amacını belirlemektedir. Örneğin misket bombalarında olduğu gibi çelik bilyeler yerleştiriliyorsa, mühimmatın anti-personel yönü ortaya çıkacaktır ve istenmeyen sivil ölümlerine neden olma riski artacaktır. Ve fakat patentlenmek istenen konu misal olarak fünye kısmıyla ilgiliyse mühimmatın otomatik olarak anti-personel amaç taşıyacağı sonucuna varılamaz.
Bakılması gereken bir diğer konu da, mühimmatın fırlatıldıktan sonra hedefe ulaşmamasına rağmen patlamadan kalması ve sonradan insan teması ile patlamasını engelleyecek tedbirleri içerip içermediğidir. Bu konuda, yukarıda verilen Parça Tesirli Mühimmatlarla İlgili Anlaşma, Madde 2(2) yol gösterici niteliktedir. Bu kriterlere uyan mühimmatlar, Anlaşma dışında tutulduğundan patentlenme bakımından daha avantajlı mühimmatlar olarak görülebilir.
Gizli Patent
SMK, Md. 124 ise Milli güvenlik açısından önem taşıyan patent başvurularının “Gizli Patent” olarak addedilmesini hüküm altına almaktadır.
SMK, Md. 124
(1) Kurum, başvuru konusu buluşun millî güvenlik açısından önem taşıdığı kanısına varırsa başvurunun bir suretini görüş almak üzere Millî Savunma Bakanlığına iletir ve durumu başvuru sahibine bildirir.
(2) Millî Savunma Bakanlığı, başvuru işlemlerinin gizli yürütülmesine karar verirse bildirim tarihinden itibaren üç ay içinde kararını Kuruma bildirir. Gizlilik kararı verilmemesi veya söz konusu süre içinde Kuruma bildirimde bulunulmaması hâlinde Kurum, başvuru ile ilgili işlemleri başlatır.
(3) Patent başvurusunun gizliliğe tabi olması hâlinde Kurum, durumu başvuru sahibine bildirir ve başvuru ile ilgili başka bir işlem yapmadan başvuruyu gizli patent başvurusu olarak sicile kaydeder.
Dolayısıyla parça tesirli mühimmatları geliştiren ve patentlemek isteyen başvuru sahipleri açısından, başvurunun gizli patent kapsamına alınarak normal prosedürün dışına çıkarılması riski mevcuttur. TÜRKPATENT veri tabanına bakıldığında “parça tesirli” anahtar kelimeleri ile yapılan basit bir araştırmada 6 adet patent belgesine rastlanmıştır. Bu belgelerden biri Türk, beşi yabancı menşelidir. Dolayısıyla parça tesirli mühimmatların gizli patent kapsamına alınıp alınmaması, alınıyorsa hangi kriterlere bağlı olarak alındığına dair yeterli örnek veri bulunmamaktadır.
Sonuç
EPO, kamu düzeni ve genel ahlaka aykırılık konusunda üye ülkelerdeki genel hukuki durumu göz önünde bulundurmaktadır.
Avrupa ülkelerinin çok büyük bir çoğunluğu Parça Tesirli Mühimmatlarla İlgili Anlaşmanın tarafı olduğundan EPO’nun bu hukuki ve fiili durumu göz önünde bulunduracağı tahmin edilmektedir.
Ancak Parça Tesirli Mühimmatların EPC, Md. 53(a) kapsamında patentlenebilirlik haricinde tutulması çok nadir ve istisnai hallerde olabilecektir (EPO İnceleme Rehberi, G-II, 4.1). Üye ülkelerde bir buluş konusunun yasaklı olması, o konudaki patent başvurularının otomatik olarak reddedileceği anlamına gelmez. Kanaatimce, yukarıda belirtildiği üzere; mühimmatın hangi bölümünde geliştirme yapıldığı ve mühimmatın sivillere sonradan zarar verilmesini engelleyici tedbirlere sahip olup olmadığına göre bu değerlendirmenin her vaka için ayrı şekilde yapılması gerekecektir.
Türkiye’deki duruma bakıldığında, ülkemizin Parça Tesirli Mühimmatlarla İlgili Anlaşmaya zaten taraf olmadığı görülmektedir. Bu nedenle söz konusu mühimmatların patentlenmesi konusunda TÜRKPATENT’in daha liberal uygulamaları takip edeceği ve bu türlü buluşları SMK, Md. 82(3)(a) kapsamında kamu düzenine ve genel ahlaka aykırı buluş olarak değerlendirmeyeceği kanaatindeyiz.
Comments 9