Çalışan Buluşları 2: Şirketlerin Riskleri
Hukukumuzda çalışan buluşları için benimsenen sistem oldukça karmaşıktır. Katı bir şekilci yaklaşımla hazırlanan hukuki metinler, hem çalışana hem de işverene büyük bir bürokratik yük getirdi.
Şirketler, çalışanları tarafından geliştirilen buluşlarla ilgili işletme içinde bir Buluş Yönetim Sistemi (BYS) kurmalı (Bu konuda şu yazımıza bkz. Link). Aksi halde işveren çok önemli hukuki risklerle karşılaşabilir. Bu riskler şöyle sıralanabilir:
1. Mevzuatta Öngörülen Formaliteleri Usulüne Uygun Yerine Getirmeyen Bir İşverenin Buluşu Elinden Kayıp Gidebilir:
Çalışan, işletme içinde bir buluş geliştirdiğinde buluştan doğan haklar çalışanın kişiliğinde ve malvarlığında doğuyor. Oysa iş hukukunda çalışanın iş edimleri işletmenin malıdır.
Sözgelimi bir fabrikada üretilen ayakkabı ya da otomobil üzerinde işçilerin hak iddia etmesi düşünülemez. Oysa buluşlarda durum farklıdır. Patent ve iş hukukundaki bu ayırımın pratik önemi bulunuyor. Buna göre çalışan buluşçu, buluş yaptığını işverene yazılı olarak ve gecikmeksizin bildirmek zorunda (buluş bildirimi). Aksi halde bildirim yapmadığı için işverenin oluşacak zararlarını tazmin etmekle yükümlü.
Bildirimi yapılan buluştan doğan mali haklara sahip olabilmesi için işveren, yasal süre içinde yazılı olarak tam hak talep etmeli (hak talebi). Yoksa buluştan doğan haklar çalışanın malvarlığında kalır ve bundan sonra işveren buluşla ilgili bir talepte bulunamaz. Yani mevzuatta öngörülen formaliteleri usulüne uygun yerine getir(e)meyen bir işverenin, bazen yıllarca çalıştığı ve büyük miktarlarda Ar-Ge harcamaları yaptığı, belki de üçüncü kişilerden fonladığı buluşu elinden kayıp gidebilir.
2. Mevzuatta Belirtilen Formalitelere İşverenin Uymaması Nedeniyle Buluşa Sahip Olan Bir Çalışan, Buluşu Dilediği Gibi Kullanabilir, Bir Başkasına Devredebilir veya Lisans Verebilir:
Buluştan doğan hakların sahibi olan bir çalışan, buluşu pratikte kendisi kullanamaz. En azından işvereniyle rekabet yasağı bunu engeller. Kaldı ki buluşun ticarileştirilmesi bir bireyi aşan sistem kurmayı gerektirir. Çalışan buluştan gelir elde etmek için buluşu ya devredecek ya da lisansa konu edecektir. Talep ise genellikle işverenin rakiplerinden gelecektir. Çünkü sektörde olmayan bir kişinin ilgili buluşu değerlendirmesi ticari hayatın olağan akışına uygun değildir. Böylece ilgili buluş işverenin en azılı rakibinin eline bile geçebilir. Parasını ödemek kaydıyla işveren, çalışana geçen buluşu devralabilir veya çalışanından lisans isteyebilir. Çalışan hiçbir kısıtlamaya tabi olmaksızın bu talebi geri çevirebileceği gibi serbest piyasa koşullarında devir/lisans bedeli isteyebilir. Yani işveren, aslında kendisine ait olan ve fakat mevzuattaki formalitelere uymadığı için elinden kayıp giden hakları, bedelini ödeyerek satın almak zorunda kalabilir.
3. Ticari Bir Değeri Bulunmayan Buluş Üzerinde Tam Hak Talep Eden İşveren, Çalışanına Bedel Ödemek Zorunda Kalabilir:
Bildirimi yapılan bir buluşla ilgili tam hak talebi yapılmasının ve yapılmamasının önemli hukuki sonuçları bulunuyor. Yani bu kararın verilmesi stratejik. Şöyle ki, talep yapılmazsa hak çalışanda kalır.
Talep yapılırsa işverenin iki temel yükümlülüğü doğar:
i) Çalışana makul bedel (buluş bedeli) ödemek,
ii) Patent veya faydalı model başvurusu yapmak.
Ticari bir değeri olsun olmasın buluş üzerinde tam hak talep eden işveren, çalışanına bedel ödemekle yükümlü. Teşvik ödülü adı altında net asgari ücret kadar bir bedelin yanında patent veya faydalı model belgelerinin geçerli olduğu sürece, ayrı bir kalem olarak bedel ödemesi de gerekiyor. Bu nedenle hak talep etmeden önce iyi düşünülmeli. Sakal – bıyık meselesi.
4. Buluşa Patent veya Faydalı Model Belgesi Alındıktan Sonra İşveren, Belgeler Geçerli Olduğu Sürece Çalışan Buluşçusuna Bedel Ödemekle Yükümlüdür:
Patentin yirmi, faydalı modelin de on yıl korunduğu düşünülürse bu yükümlülüğün işveren bakımından ne tür yükler getirdiği daha iyi anlaşılacaktır. Taraflar anlaşarak ödeme topluca yapılabilir. Ancak çalışan, işten ayrıldıktan sonra bedel az ödendi davası açabilir. Diğer yandan belirli prosedürleri yerine getirmeksizin belgenin geçersizliğine yol açan işveren, belirtilen süreler kadar çalışanına bedel ödemeye devam edecektir. Üstelik çalışanın işten ayrılması işverenin yükümlülüğünü bertaraf etmez.
5. Çalışan Buluşçu, İş Akdinin Feshi ve Emeklilik Gibi Nedenlerle İşten Ayrılsa Bile Sonradan Şirketini Dava Ederek Buluş Bedeli İsteyebilir:
İşverenin en büyük riski, çalışanıyla yaşayabileceği hukuki uyuşmazlık. İş ilişkisi devam eden bir çalışanın, işvereniyle hukuki ihtilaf çıkar(a)mayacağını öngören yasa koyucu, çalışanı korumak için işçi lehine bazı emredici kurallar benimsedi. İş akdinin feshi ve emeklilik gibi nedenlerle işten ayrılan çalışan buluşçu, ayrıldıktan itibaren altı ay içinde şirketini dava ederek buluş bedeli Çalışan, buluşu geliştirdikten otuz yıl sonra işten ayrılsa da bu kural geçerli. Yasadaki bu kural emredici olup iş sözleşmesi ya da iş ilişkisi devam ederken çalışandan alınacak bir imzayla bertaraf edilemez. Üstelik çalışanına buluş bedeli ödeyen işletmeler de risk altında. Bu sefer eski çalışan buluşçu, buluş bedeli az ödendi davası açacaktır.
Pusu kuruldu. Tüm bu riskler ileride işletmeleri bekliyor. Burada Nasreddin Hocayı hatırlamamak ne mümkün.
Bir gün Hoca, komşusuna kızmış ve komşunun arazisindeki teli kesiyormuş. Yoldan geçen birisi Hocaya sorar:
– Ne yapıyorsun Hoca?
– Saz çalıyorum, der Hoca.
– Bu nasıl saz böyle, sesi hiç çıkmıyor, der adam. Hoca lafı yapıştırır;
– Onun sesi yarın çıkacak!