1980’li yıllarda ilk kez ortaya çıkan üç boyutlu baskı, üç boyutlu yazıcı makinesi (3D printer) ile bir tasarımın fiziksel olarak bir nesneye çevrilmesini ifade etmektedir. Nesnelerin üretilebilmesine yarayan üç boyutlu baskı yapabilen bu yazıcılara bu nedenle üç boyutlu yazıcı denmektedir. Buradaki üç boyutlu yazıcı ifadesi, yazıcının kendisinin üç boyutlu olmasına değil, yaptığı baskının üç boyutlu olmasına gönderme yapmaktadır.
Üç boyutlu baskı makineleri, bir başka deyişle üç boyutlu yazıcıların çalışma esası bir malzemenin eritilerek çok küçük parçaların tabaka tabaka/katman katman üst üste konulması ile nesnelerin üretilmesidir. Üç boyutlu baskı, bilgisayar destekli bir tasarım programı (computer aided design programme-CAD) ile hazırlanmış bir tasarım ile başlar. Bu tasarım bir nesnenin üç boyutlu sanal bir modelidir. Bilgisayar destekli tasarım programları ile oluşturulan dosyalarda (CAD dosyası) bir nesnenin üç boyutlu dijital modelinin tüm bilgileri yer almaktadır.
Patent hakkının ihlali için buluşun fiziksel olarak üretilmek suretiyle taklit edilmesi gerekmektedir. Sadece kâğıt üzerinde tasarıların yapılması ile tecavüz gerçekleşmez. Patent hukukunda deneme amaçlı eylemlerin, patent hakkını ihlal etmediği burada hatırlanmalıdır. Ancak dijital üretim teknolojisinin söz konusu olduğu günümüzde sadece fiziksel veya somut olarak buluşun taklit edilmesi halinde hak sahiplerinin yeterince korunamayacağı açıktır. Örneğin patentli bir aygıtın sadece planlarının/tasarılarının kâğıt üzerine çizilmesi patent hakkını ihlal etmeyecektir. Oysaki bugün herhangi bir nesnenin dijital dosyasını elinde bulunduran bir kişi nesnenin kendisini fiziksel olarak elde etme açısından sadece üç boyutlu yazıcının bir tuşuna basacak kadar uzaklıktadır. Üç boyutlu yazıcıların kullanımının artmasıyla birlikte bir nesnenin CAD dosyasını elinde tutmak ile nesnenin kendisini fiziksel olarak elde tutmak arasındaki farkın bir önemi kalmayacaktır. Dijital üretim teknolojisi sayesinde somut nesnelerin üretimi bir merkeze bağlı olmaktan çıkmakta, kısmen de anonimleşmektedir. Dolayısıyla dosya paylaşım teknolojileri sayesinde kullanıcılar kendi aralarında kolaylıkla tasarım dosyalarını paylaşabilmektedir.
Somut bir nesne ile bu nesneyi yaratmaya yarayan dijital dosya arasında fark kalmamıştır. Bu nedenle patent hakkına dijital tecavüz kavramından söz edilmeye başlanmıştır. Somut bir nesneye ilişkin dijital dosyaları indirmenin patent hakkına tecavüz teşkil etmeyeceğini düşünenler vardır. Buna karşılık bizim de katıldığımız patent hakkına dijital tecavüzden söz eden ve patent sisteminin dijital dosyalara dayanan tecavüzü de tanıması gerektiğini savunan görüş de vardır. Örneğin bir roketin yakıt enjektörü için alınmış patent söz konusu ise bu enjektörün izinsiz olarak CAD dosyasının oluşturulması veya birebir bu enjektörün basılmasını sağlayacak bu dosyanın dağıtımının patent hakkına dijital tecavüz sayılması gerektiği savunulmaktadır
CAD dosyaları, buluşun fiziksel bir bileşeni değildir. Aslında tüm buluşun dijital bir versiyonudur. Bir başka deyişle CAD dosyası buluşun kendisi değildir, fakat temel olarak buluş hakkındaki bilgidir. Çünkü buluşun şekline, ölçüsüne, materyaline ve imalatına ilişkin bilgileri içerir. CAD dosyası yazdırıldığında dahi dosya o fiziksel nesneden ayrı olarak varlığını devam ettirecektir. Bir CAD dosyasının kopyalanmasının patentli buluşun yapılması anlamına gelip gelmeyeceği de burada gündeme gelmektedir. Buluşun kopyalanmış sayılması için fiziksel olarak cisim bulması mutlak surette aranırsa CAD dosyalarının kopyalanması buluşun yapılması anlamına gelmeyecektir. Oysaki CAD dosyasında önemli olan dosyanın kendisi değildir. Burada önem taşıyan bu dosyanın en nihayetinde dönüşeceği nesnedir. Bir CAD dosyasını bilgisayarına indiren kişinin amacı bu dosyadaki kodlar sayesinde yazdırabileceği nesnedir. Serbest bir şekilde yayılan buluşa ilişkin dosyalar patent hakkı sahibinin satışlarını etkileyecektir.
Sınaî Mülkiyet Kanunu madde 141(1)’de patent hakkına tecavüz sayılan fiiller içinde kısmen veya tamamen üretme sonucu taklit etmekten bahsedilmektedir. Bir buluşa ilişkin CAD programı dosyasının kopyalanması durumunda her ne kadar buluşun fiziksel olarak aynısının yapılmaması nedeni ile patent hakkının ihlal edilmediğinin ileri sürülmesi mümkünse de burada ticari sırların ele geçirilmesi, haksız rekabet eylemi gündeme gelebilir. Ancak bize göre bugünkü teknolojide CAD programı dosyasının kopyalanması ile buluşun kopyalanması arasındaki fark bulunmamaktadır. İleride patent hakkına dijital tecavüze ilişkin hükümlerin de kanunda düzenlenmesi düşünülebilir. Ayrıntılı bilgi için bkz. Armağan Ebru BOZKURT-YÜKSEL, “Üç Boyutlu Yazıcıların Fikri Mülkiyet Hukukuna Etkileri”, Fikri Mülkiyet Hukuku Yıllığı 2014, Editör Prof.Dr.Tekin Memiş, Yetkin Yayınları, Ankara 2016, s.101-147 (Link)
Comments 8