Hukukumuzda çalışan buluşçuya, işiyle ilgili geliştirdiği buluş karşılığında maaşından ayrı olarak buluş bedeli ödenmesi yasal zorunluluktur. Yasa koyucu, bu bedeli makul bedel şeklinde nitelemiştir.
İşveren buluş üzerinde tam hak talep etmişse tam makul bedel; kısmi hak talep etmişse kısmi makul bedeli çalışanına ödemekle yükümlüdür. İşveren, tam hak talebinde bulununca tam makul bedel hakkı doğar ve artık buluşun korunmaya değer olmadığını ileri sürerek çalışan buluşçuya ödeme yapmaktan kaçınamaz. Kullanım şartına bağlanan kısmi makul bedel uygulaması nadiren görüleceği için aşağıda sadece tam makul bedel incelenecektir.
Çalışan Buluşçuya Ödenecek Makul Bedel İki Kalemden Oluşuyor:
i) Teşvik Ödülü:
Bu rakam, ödemenin yapılacağı yıldaki net asgari ücretin altında olamaz. İşveren dilerse daha yüksek bir meblağ ödeyebilir. Teşvik ödülünün vergi yükü de şirkete aittir. Bir buluş için bir adet teşvik ödülü ödenir. Birden çok buluşçu varsa bir adet net asgari ücret, buluşa katkıları oranında bunlar arasında paylaştırılır. Teşvik ödülü, patent başvuru bildiriminin işverene ulaşmasından itibaren iki ay içinde ödenir. Kanaatimizce ticari sır olarak saklanan buluşlar için de teşvik ödülü ödenir. Teşvik ödülü, Çalışan Buluşları Yönetmeliğinin (ÇBY) yürürlüğe girdiği 29.9.2017 tarihinden sonra tam hak talebi yapılan buluşlar için ödenecektir. Tam hak talebi yapılmayan buluşlar zaten çalışana aittir; bu nedenle de ödeme yapılmaz.
ii) Bedel:
Makul bedelin hesabında üç temel kural geçerlidir: a) Buluşun ekonomik olarak değerlendirilebilirliği, b) Çalışanın işletmedeki görevi, c) Buluşun geliştirilmesinde işletmenin payı. Bu kriterler, sadeleştirilerek buluş değeri ve (çalışan ve işletmenin) katkı faktörü şeklinde de ifade edilebilir.
Kâğıt üzerinde anılan kriterleri belirlemek ne kadar kolaysa pratikte hesaplama yapmak bir o kadar zordur. Sözgelimi bir fren sistemine ilişkin buluşun, bu sisteme veya frenin kullanıldığı otomobile kattığı değer nedir? Bir buzdolabının yumurtalığına uygulanan buluşun, dolaba kattığı ekonomik değer nedir? Çalışan buluşçunun, geliştirdiği buluşa öznel katkıları ile işletmenin katkısının ayrıştırılması da başka bir sorundur.
Çalışan Buluşları Yönetmeliğinde (ÇBY) bu hususta şu formül geliştirilmiştir:
Bedel=Buluştan elde edilen kazanç X ÇBY m. 21/3’deki tabloda ilgili katsayı
Yine ÇBY’de lisans örneksemesi, yarar ve tahmin yöntemlerine yer verildi. ÇBY’nin ekinde iki ayrı örnek hesaplama tablosu bulunuyor. Örneğin birinde Ar-Ge personelinin hak edişi hesaplanmıştır. Buna göre buluştan elde edilen 10 milyon TL’lik gelirden 3. Gruptaki Ar-Ge çalışanına 14.800 TL bedel ödenecektir. Hesap şu şekilde yapılmıştır:
1.400.000TL’lik kazancın 0,0020 katı = 2.800 TL,
5.600.000TL’lik kazancın 0,0015 katı = 8.400 TL,
3.000.000TL’lik kazancın 0,0012 katı = 3.600 TL,
2.800 + 8.400 + 3.600 = 14.800 TL.
Fakat bu örnekler afakidir. Çünkü buluş değerinden başka katkı faktörleri (çalışanın ve işletmenin katkıları) birbirinden ayrıştırılmalı ve bu faktörlere bağlı olarak gerekli indirimler uygulanmalıdır. Tüm bu unsurlar somut olayda değişkenlik gösterecektir.
Bedelin hesaplanması ağır bir bürokratik süreç, maliyet ve zaman gerektiriyor. O kadar ki eğer çalışan-işveren bedelde anlaşamazsa hesaplamaya ve uyuşmazlığın çözümüne harcanacak meblağ, zaman zaman ödenecek bedelin kendisinden fazla olabilecektir. Biz sistemi Almanlardan kopyala-yapıştır yöntemiyle aldık. Alman hukukunda Siemens’in merkez ofisindeki patent vekilleri, zamanlarının %10’unu bedel hesabı için harcıyor. Bu açıklamalardan da anlaşılacağı üzere buluş faaliyeti içindeki işletmeler, kendi içlerinde bir Buluş Yönetim Sistemi (BYS) (Link: https://fikrimulkiyet.com/calisan-buluslari-1-bulus-yonetim-sistemi/) kurmalıdır. Aksi halde buluş için büyük emek ve sermaye harcayan şirket ve kurumlar çok önemli hukuki risklerle karşılaşabilir. Bu hususta bazı olası risklere daha önceki yazımızda değinmiştik (Bkz. https://fikrimulkiyet.com/calisan-buluslari-2-sirketlerin-riskleri/).
Comments 150