Bir işveren, nasıl ki yaptığı iş karşılığında işçisine maaş ödemekle yükümlüyse, işiyle ilgili buluş yapan çalışanlarına da buluş bedeli ödemeli. Bu bedel, maaştan ayrıdır ve ona ilaveten ödenir. Yasa koyucu buluşçuya ödenecek bedeli, makul bedel şeklinde nitelemiştir.
6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun (SMK) 2017 yılında yürürlüğe girmesinden önce ülkemizde konuya ilişkin düzenlemeler neredeyse hiç mertebesinde hayata geçirilebildi. Sadece bazı büyük ölçekli şirketler, geliştirdikleri birtakım iç uygulamalarla buluşçu çalışanlarına sembolik miktarlarda ve lütuf kabilinden buluş bedeli ödüyordu. Bir buluş ekosistemi oluşmadığı için bu uygulamaya buluşçular büyük ölçüde kayıtsız kaldı. Gerçekten ülkemizde hukuki düzenlemelerin üzerinden bir asır geçmesine rağmen çalışan buluşlarıyla ilgili bir tecrübenin varlığından söz edilemez.
Çalışan Buluşları Yönetmeliği
1995 yılında yürürlüğe giren mülga Patent KHK ile konu detaylı bir şekilde düzenlendi. Fakat ilgili Yönetmeliğin (Çalışan Buluşları Yönetmeliği-ÇBY) yirmi iki yıl boyunca çıkarılamayışı sistemin işleyişini baltaladı. SMK’nın yürürlüğünü takiben dokuz ay gibi kısa bir sürede ÇBY’nin yürürlüğe konularak hukuki alt yapı tamamlandı. Hatta Türk Patent, mevzuatın daha iyi anlaşılmasını destekleyici dokümanları (Çalışan Buluşları ve Yükseköğretim Kurumları Buluşları Kılavuzu) iki ayrı belgeyi de 30.6.2020 tarihinde yayımladı (Link: https://fikrimulkiyet.com/calisan-buluslari-ve-yuksekogretim-kurumlarinda-gerceklestirilen-buluslar-ile-ilgili-uygulama-kilavuzlari-yayimlandi/ ).
1951 yılında kabul edilen 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanununun (FSEK) ilk metninde (m. 42/1) hak sahiplerince altı ay içinde meslek birliklerinin kurulacağı öngörülmüştür.
Bundan sonra ne olur sorusu cevaplanırken, telif hukukunda toplu hak takibi ile çalışan buluşları arasında paralellik kurularak bir öngörüde bulunulabilir. Şöyle ki 1951 yılında kabul edilen 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanununun (FSEK) ilk metninde (m. 42/1) hak sahiplerince altı ay içinde meslek birliklerinin kurulacağı öngörülmüştür. Hak sahiplerinin konuya kayıtsız kalabileceğini dikkate alan yasa koyucu, altı ay geçtikten sonra bu görevin hükümet tarafından yerine getirileceğini de hükme bağlamıştır. Buna rağmen ülkemizde ilk meslek birlikleri otuz beş yıl gecikmeyle 1986 yılında kurulabildi. 1995 tarih ve 4110 sayılı Kanunla FSEK’te yapılan değişiklikle bir alanda birden fazla meslek birliğinin kurulmasına imkân tanınarak bu sefer gereğinden fazla meslek birliği kurulmuş ve bugün ülkemizde âdeta meslek birliği enflasyonu yaşanıyor. Hâlen birisi federasyon olmak üzere toplamda yirmi sekiz meslek birliği faaliyet gösteriyor. Telif hakkı sahiplerinin hareketine benzer şekilde çalışan buluşçuların da önümüzdeki günlerde hak mücadelesine gireceklerini bekliyorum.
Comments 50