Aralık 2019’dan beri tüm dünyaya adeta ışık hızında yayılan ve önü alınamayan Covid-19 salgınıyla mücadele, global düzeyde olduğu kadar Türkiye’de devam etmekte. Evlerimize kapandığımız bugünlerde, fiziki anlamda alışverişlerin ve ticaretin nerdeyse durma noktasına geldiğine hepimiz şahit oluyoruz. İçerisinden geçmiş olduğumuz bu dönemde sağlık sektörü ürünlerine (solunum cihazı, el dezenfektanı, maske, eldiven, sabun, koruyucu kıyafet, deterjan v.s.) daha çok ihtiyaç olduğu gözlemlenmekle birlikte, bu durumu fırsat bilenler, özellikle ülkemiz nezdinde Türk Patent ve Marka Kurumu’na (Türk Patent) başvuruda bulunmak suretiyle “Corona”, “Covid-19 Corona”, “Anti-Corona”, “Coronaoff” gibi ibareler ile Nice sınıflandırmasında yer alan sağlık ve tıp sektörü ile birlikte diğer sektörleri de içerisinde barındıran markaların tescilini alma yarışı içerisine girmişlerdir. Türk Patent, bu şekilde yapılan 50’yi aşkın marka başvurusunun birçoğunu mutlak red nedenleri kapsamında reddetmiş, bir kısmını kabul etmiş, diğerlerini ise incelemeye devam etmektedir. Bu yazımızda “Corona”, “Korona”, “Covid-19” gibi benzer ibarelerin, 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu(SMK)’nun 5.maddesi kapsamındaki mutlak red nedenleri kapsamında reddedilme veya kabul edilme nedenlerinden bahsedeceğiz. Bu konuyla ilgili haber sitelerindeki bazı linkleri aşağıda bulabilirsiniz; (Link) , (Link)
Bilindiği üzere, marka koruması kural olaraktescil edilen mal ve hizmetlerle sınırlıdır. Türk Patent’ebaşvuruda bulunmak isteyen bir kişi veya kurum, markasının hangi mal ve hizmetlerdetescilini talep ettiğini belirtmek durumundadır. Türk Patent , uzmanlar aracılığıyla markanın şekli açıdan (SMK’nın 4. maddesi anlamında marka olabilecek işaret olup olmadığı, başvuruyla ilgili bilgilerin doğruluğu, başvurucunun kim olduğunu) inceledikten sonra herhangi bir eksikliğe rastlamaz ise, ikinci basamağa geçerek bu başvuruyu yine SMK’nın 5. maddesinde kendisine yer bulan “mutlak red nedenleri” başlığı altında re’sen incelemektedir.
Yazımızın konusu olan “Corona” veya “Covid-19” ibarelerinin marka tescil başvurularıyla ilgili mutlak red nedenlerinden ilki olan 6769 sayılı SMK md. 5/1-c bendi şu şekildedir; “Ticaret alanında cins, vasıf, kalite, miktar, amaç, değer, coğrafi kaynak belirten veya malların üretildiği, hizmetlerin yapıldığı zamanı gösteren veya malların veya hizmetlerin diğer karakteristik özelliklerini belirten işaret ve adlandırmaları münhasıran veya esas unsur olarak içeren işaretler marka olarak tescil olunamazlar”
Türk Patent’e yapılan örneğin, “Corona”, “CoronaOff”, “Corona Mask”, “Anti-Corona”, “Covid-19 Corona Virus”, “Corona eau de perfume” ibareli marka başvurularında, başvuru kapsamındaki mal ve hizmet sınıflarının neredeyse tamamının Nice Sınıflandırmasında da yer bulan ve özellikle sağlık sektörüyle doğrudan ilgili olan “dezenfeksiyon ve hijyen ürünleri, sabunlar, koruyucu kıyafetler, sağlık ürünleri, ilaçlar” v.b. ürünlerden oluştuğu göze çarpmaktadır. “Covid-19” ibaresi herkesin bildiği üzere, Çin’de ortaya çıkan yeni bir virüs türüne verilen ad olarak tıp literatüründe yerini almıştır. “Corona” ibaresi daha önceden bu virüsün farklı mutasyonlara uğramış olan halleri içinde uzun süredir tanımlayıcı bir ibaredir. Corona veya Covid-19 ibaresi marka tescil başvuruları kapsamında yukarıda özetle ifade ettiğimiz “dezenfeksiyon, sağlık ve hijyen ürünleri ile bunlara dair hizmetleri içeren” ürün ve hizmetler için, tıbbi bir ifade olması nedeniyle tanımlayıcılık arz etmesi ve halkı yanıltabilecek nitelikle bir sözcük olması nedeniyle marka olarak tescil edilemez. Daha açık bir ifadeyle, “Corona”, “Korona”, “Covid-19” ibareleri ile izah ettiğimiz ürün/hizmet sınıfları dahilinde tescil halinde, markanın kullanılacağı mal ve hizmetler bakımından kısmi bir tekel hakkı oluşacak ve bunun neticesinde de kanaatimizce herkesin kullanımına açık olması gereken ve kimsenin tekeline verilemeyecek bu ibareleri kapsayıcı mal ve hizmetlerin sadece belli kişi veya kurumlarca kullanılmasının yolu açılacaktır. Örneğin; 26.03.2020 tarihinde “Corona Siperi” ibaresi altında 5. ve 9. sınıflarda yapılmış olan bir başvuru Türk Patent tarafından reddedilmiştir. Bu başvurudaki asıl maksadın “Corona Siperi” ibaresi altında koruyucu ve tıbbi malzeme ile ilaç üretimi ve satışının sağlanması olduğu açıktır. Bu şekliyle “corona” ibaresinin virüsün bir türünü tanımlayan bir ibare olması ve markada asli unsur teşkil etmesi, kullanılmak istenen mal ve hizmet sınıfları açısından bu ibarenin tanımlayıcılık teşkil etmesi, tüketicinin ortalama algısı ile güncel şartlar çerçevesinde ayrı ayrı değerlendirildiğinde bu tür marka başvurularının reddedilmesi gerekliliğini ortaya koymaktadır.
Öte yandan yine kuruma 23.03.2020 tarihinde yapılan “A.C. Anti Corona” ibareli marka başvurusu 25. sınıfta yer alan “Koruyucu amaçlı olanlar hariç her türlü malzemeden yapılmış iç-dış giysiler…” gibi mallar bakımından red kapsamına alınmamış ve ilanına karar verilmiştir. Zira tescili talep edilen ürünler açısından bu ibarelerin tanımlayıcılığı yoktur.
“Corona” ibaresinin anlam ve unsur ihtivasına göre genel manada tüm ticari sağlık sektöründe yer alan ürünler bakımından tanımlayıcılığı yine bu mal ve hizmetler ile doğrudan ilişkisinden ötürüdür. Ancak ikinci marka başvurusu örneğinde görüleceği üzere tescili talep edilen malların “Corona” ibaresi ile doğrudan bir ilişkisinin bulunmaması sebebiyle marka başvurusunun 5-1/c bendine göre red kapsamına girmediğini görmekteyiz.
Yine “Corona”, “Korona” veya“Covid-19” ibareli ve sağlık sektöründeki emtia sınıflarında yapılan marka başvuruları açısından değerlendirebileceğimiz diğer bir mutlak red nedeni ise 6769 sayılı SMK’nın md. 5/1-f bendinde şu şekilde belirtilmiştir; “Mal veya hizmetin niteliği, kalitesi veya coğrafi kaynağı gibi konularda halkı yanıltacak işaretler markada esas unsur olamayacağı gibi, bu işaretler tek başına da marka olarak alınamaz.” Marka örneklerinde yer alan “Corona” veya “Covid-19” ibarelerinin tescili talep edilen mal ve hizmetlerin, bilhassa sağlık ya da temizlik sektörlerine ilişkin olması durumunda tüketiciler açısından yanıltıcı olma ihtimalinin çok yüksek olmasının yanı sıra, bu ibareleri ihtiva eden ürünlerin kullanımının tüketici ve toplum sağlığı açısından risk oluşturabileceği açıktır. Örneğin “Corona” ibaresi ile yapılan marka başvurusu “dezenfektanlar, antiseptikler (mikrop öldürücüler), tıbbi amaçlı deterjanlar, ilaçlı sabunlar, dezenfekte edici sabunlar, antibakteriyel el losyonları” emtiası bakımından insan sağlığını tehdit edebilecek düzeyde yanıltıcı olabilir. Bunun yanı sıra; güncel durum göz önüne alındığında henüz kesin bir tedavi yöntemi ve aşısı dahi bulunamamış bir virüsün adını ihtiva eden bir markanın sağlık sektörünü doğrudan ilgilendiren mal ve hizmet sınıflarında başvurusunun gerçekleştirilmesi de, tüketicileri, yani halkı yanıltacaktır.
Sonuç olarak; tüm dünyada ve ülkemizde hızlı bir şekilde yayılmaya devam eden ve henüz kesin bir tedavi yöntemi yahut aşısı bulunamamış “Corona/Covid-19” virüsü ile ilgili yeni dönemde Türk Patent’e yapılan çok sayıda marka başvurusu bulunmaktadır. Bunların birçoğunu yazımızda da bahsettiğimiz üzere Türk Patent re’sen inceleme aşamasında reddetmiş, bir kısmının ise başvuru işlemlerine devam etmiştir. Kanaatimizce, dünya ve ülkemiz gündemine tabiri caizse bomba gibi düşen “Corona” ibaresini marka olarak kullanmak isteyen birçok kişi ve kurum, bu ibareyi kendi adına, üstelik sağlık sektöründe tescil ettirmeye çalışmaktadır. Güncel durum göz önünde alındığında, diğer sektörlerde de kendine yer bulan “fırsatçılık” kültürünün marka tescil başvuruları kapsamında da kendine yer edindiğini üzülerek gözlemlemekteyiz.
Comments 9