Kültür ve Turizm Bakanımız Sayın Mehmet Nuri Ersoy göreve geldiğinde masasında iki kanun hazırlığı buldu; Sinema ve Telif Hakları.
Hazırlığı 2009 yılına kadar eskiye dayanan ve Telif Yasasının yaklaşık yarısını değiştiren 44 maddelik metin, 3.5.2018 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisine sevk edildi. Cumhurbaşkanlığı sistemine geçilmesiyle Tasarı kadük hale geldi. İlgili kesimlerle yaptığı toplantılar sonrasında Sayın Bakan şu değerlendirmeyi yaptı: (link)
“Bakan olduktan sonra gündemime aldığım ilk işlerden biri o tasarı. Sektör temsilcileriyle görüşmeye başladım. Sinema Kanunu’nda yüzde 90 mutabakat sağlandı. Birkaç haftaya kadar TBMM’ne getireceğiz Sinema Kanunu’nu… Telif Kanunu’na dair görüşmelerimiz sürüyor. Sinemada olduğu gibi, Telif Kanunu Tasarısı’nda da konsensüs sağlandığında bilahare o da TBMM’ne gelir.”
Uygulamada radyo-TV yayın kuruluşları ile otel, restoran, eğlence yerleri, alış-veriş merkezleri gibi umuma açık mahaller, müzik eserlerini kullandıkları için telif bedeli ödemekle yükümlüdür. Bu bedel, telif hakkı sahiplerini temsil eden MESAM, MSG, MÜYAP ve MÜZİKBİR gibi meslek birliklerince takip edilmektedir. Toplu hak takibi olarak bilinen bu sistem bugün neredeyse çalışmıyor. Değişikliğin hedeflerinden birisi bu sistemi çalışır hale getirmek. Bu amaçla meslek birliklerine ilişkin hükümler tümüyle yeniden kaleme alındı.
İletişim teknolojilerindeki gelişmeler, eserlerin kullanımını artırdığı gibi toplumun eserlerden meşru/legal çerçevede kullanılmasını güçleştirdi. Çünkü bu gelişmeler karşısında mevcut yasanın tasarladığı elbise topluma dar gelmeye başladı. Öngörülen bazı değişiklikler bu sorunu çözmeyi amaçlıyor. Sorun sadece ülkemize özgü değil. Nitekim AB 2016 yılında bu konuda yeni mevzuat hazırladı. AB Parlamentosunda onaylanan AB Copyright Yönergesinin 2019 başında yürürlüğe girmesi bekleniyor. (link)
Metinde hak sahiplerine yönelik değişiklikler de dikkat çekicidir. Özellikle umuma iletim gibi uygulamada sorun çıkaran konular daha açık hale getirildi. Hem eser hem de bağlantılı hak sahiplerine bazı kullanım biçimleri yönünden uygun bedel hakkı tanınarak hak sahiplerinin telif gelirlerinin artırılması hedeflendi. Yine Bakanlığın yıllardır topladığı imalat ve ithalat kesintisinden kaynaklı levy gelirinin bir kısmının hak sahiplerine aktarılması hükme bağlandı.
Diğer bir değişiklik alanı ise istisnalardır. Ulusal tükenmeden uluslararası tükenmeye geçilmesi, yüz yüze eğitim serbestisinin yanında uzaktan eğitim istisnasına yer verilmesi, arşiv amaçlı çoğaltım ve kullanım ve sahipsiz eserler gibi dikkat çekici istisna hükümlerine yer verilmiştir.
2019 yılında yasalaşması beklenen yeni düzenlemenin hedefleri şöyle özetlenebilir: i) Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası anlaşmalar ile AB mevzuatına uyum düzeyinin artırılması, ii) Meslek birliklerince gerçekleştirilen toplu hak yönetiminin yapısı ve işleyişinde etkinliğin artırılması, iii) Telif hakkı sahiplerinin ekonomik olarak güçlendirilmesi, iv) Yaygın ve adil bir lisanslama sistemi oluşturulması, v) Toplumun eserlerden faydalanma imkânının artırılması, vi) Yasada farklı yorumlara yol açan hükümlerin yeniden düzenlenerek uygulama birliğinin sağlanması, vii) İdari uygulamaların etkinleştirilmesi ve yargısal süreçlerin hızlandırılması.
AB Copyright Yönergesi yürürlüğe girmek üzereyken Türk yasa koyucu, anılan Yönergeyi görmezden geldi. Yönergede dijital yayımcılara (digital press publishers) bağlantılı hak sahipliği statüsü tanınması (m. 11), online platformlara filtlereme yükümlülüğü getirilmesi (m. 13) ve veri madenciliği istisnası (m. 3) gibi önemli hükümler yeni düzenlemeye yansıtılabilirdi. Meclise yeniden sevk edilmesi beklenen metnin bu konuları da içermesini ümit ediyoruz.