Otel, tatil köyü, lokanta, restoran, cafe, çay behçesi, gece kulübü, spor merkezi ve alışveriş merkezi gibi halka açık yerler (umuma açık mahaller) müzik kullanımı nedeniyle telif bedeli ödemekle yükümlüdür. Bu bedel, hak sahiplerinin örgütü olan MESAM, MSG, MÜYAP ve MÜZİKBİR gibi meslek birliklerince takip ediliyor. Buna toplu hak takibi denir.
5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa (FSEK) göre meslek birlikleri, sadece yetki belgesi veren üyelerinin haklarını takip edebiliyor. Yurt dışındaki meslek birlikleriyle işbirliği yaptıkları için yabancı telif sahiplerinin hakları da ülkemizde takip ediliyor. Böylece bir meslek birliğinin repertuarında yüzbinlerce müzik eseri bulunabilmektedir. Meslek birliği, lisanslamak istediği umuma açık mahal ile anlaşma yaparken götürü usulde tüm repertuarını kullandırmakta ve bunun karşılığında yıllık X rakamına anlaşmaktadır. Yani mutabık kalınan X rakamı, meslek birliğinin repertuarındaki tüm müzik eserlerinin bir yıl boyunca kullanımı karşılığıdır.
Meslek birlikleri, ülkemizde iki yüz bin civarındaki umuma açık yerin yaklaşık % 10’unu lisanslayabildi. Yani bugün bu yerlerin çoğu izinsiz şekilde müzik kullanıyor. Meslek birlikleri, izinsiz kullanım yapan yerlerde önce tespit yaptırmakta ve sonrasında mahkemenin kapısını çalmaktadır. Uygulamada yapılan tespitler birkaç müzik eseriyle sınırlı kalmaktadır. Çünkü bir meslek birliğinin repertuarındaki bütün eserlerin tespiti yaptırmak fiilen imkansızdır.
Bu konudaki Yargıtay’ın içtihadı tartışmalara yol açtı. Tartışmayı tetikleyen FSEK’in 76. maddesi şöyledir:
“Bu Kanun kapsamında açılacak hukuk davalarında mahkeme, davacının iddianın doğruluğu hakkında kuvvetli kanaat oluşturmaya yeter miktar delil sunması hâlinde, korunmakta olan eserler, fonogramlar, icralar, filmler ve yayınları kullananların, bu Kanunda öngörülen izin ve yetkileri aldıklarına dair belgeleri veya tüm yararlanılan eser, fonogram, icra, film ve yayınların listelerini sunmasını isteyebilir. Belirtilen belge veya listelerin sunulamaması tüm eser, fonogram, icra, film ve yayınların haksız kullanılmakta olduğuna karine teşkil eder”.
Fırtınayı koparan vurgulu cümledeki tüm kelimesidir. Acaba bu kelime, davayı açan meslek birliğinin repertuarındaki tüm eserleri mi, yoksa sadece tespiti yapılan eser sahibi veya yapımcıya ait tüm eserleri mi kastediyor?
Bir olayda POWER FM’de yapılan yayının davalıya ait cafede izinsiz olarak dinlettirildiği meslek birliğince tespit ettiriliyor. Açılan dava üzerine dosya Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun (HGK) geliyor. HGK, sorunu şu şekilde ortaya koydu:
“… Davacı meslek birliğinin talep edebileceği bedelin hesaplanmasında sadece çalındığı kanıtlanan iki eser için sözleşme yapılsaydı ödenmesi gereken bedelin mi yoksa meslek birliğinin takip yetkisine sahip olduğu tüm eserler ve bu eserler bir yıl boyunca çalınmış gibi kabul edilip, buna ilişkin tarifede belirlenen bedelin mi esas alınacağı noktasında toplanmaktadır”.
HGK bu soruya şu yanıtı verdi:
“FSEK’nin 76’ncı maddesi uyarınca davacının sunduğu deliller meslek birliğine kayıtlı tüm yapımcılara ait fonogramların kullanıldığına karine oluşturmayacağı, sadece tespite konu fonogram yapımcısının birliğe takip yetkisi verdiği tüm fonogramların kullanımına karine oluşturacağı kabul edilmelidir”.
Beş yıldızlı bir otel için bir meslek birliği yıllık 50.000 TL lisans bedeli istesin. Bu otelde İbrahim Tatlıses ve Orhan Gencebay’dan birer müzik eserinin izinsiz çalındığı tespit edilsin. Bu tespite dayanarak da tazminat davası açılsın. HGK’ya göre meslek birliği, o otelden 50.000 TL isteyemez; sadece Tatlıses ve Gencebay’a ait eserler üzerinden hesaplama yapılabilir. Yani bu iki sanatçının, üyesi olduğu meslek birliği repertuarındaki payı esas alınmalıdır. Böylece belki 500 TL gibi çok cüzi bir rakam çıkar.
Yargıtay’ın bu içtihadıyla birlikte pek çok umuma açık yer sahibi, lisans sözleşmelerini feshetti, süresi sona erenler de sözleşmeleri yenilemedi. Çünkü bir davanın sonuçlanması yıllar sürmekte ve meslek birliği dava sonunda alacağı 500 TL için binlerce TL harcama yapmak zorundadır. Açıkladığımız nedenle uygulamada toplu hak takibi çalışamaz hale gelmiştir.