Günümüz teknolojilerinin hızlı gelişimiyle birlikte giyilebilir teknolojik araçlarda hayatımıza hızlı bir şekilde girmeye başladı. Bunların başında kalp basıncını, atılan adımları sayan ya da kalp atışlarını izleyen akıllı saatler geliyor. Ayrıca akıllı gözlükler, akıllı eldivenler akıllı kulaklıklar gibi birçok giyilebilir teknoloji ile yaşamaya başladık. Eskiden bilim kurgu filmlerinde gördüğümüz teknolojik giysiler elektronik ticaretin de hızlı gelişmesiyle kolay ulaşılabilir oldu.
Daha fazla şirket, çalışan sağlığını iyileştirmeye odaklandıkça, giyilebilir teknoloji, işverenlerin insanların işte nasıl hissettiklerini izlemesi ve desteklemesi için bir araç haline geldi. Kalp atış hızı ve atılan adımlar gibi verileri takip eden akıllı saatler yaygın olarak işyerlerinde kullanılıyor.
Giyilebilir teknolojiler, kalp atış hızı değişkenliği, kan basıncı ve duruş gibi sağlık göstergelerini izleyebilirken, depolarda ve şantiyelerde akıllı gözlükler, karar vermeye yardımcı olan bilgi katmanlarıyla çalışanların vizyonunu artırıyor. Akıllı kasklar ve tüm vücudu saran giysiler, çalışanların fiziksel durumuna ilişkin hayati istatistikleri izleyerek iş güvenliği konusunda standartları artırmayı hedefliyor.
Genel olarak işverenler, giyilebilir teknolojilerin çalışanların sağlığını güvence altına alma ve sorunları tespit edip iyileştirmede önemli bir adım olduğunu belirtiyorlar.
Diğer taraftan giyilebilir teknoloji pazarının giderek büyüdüğü bu gün itibari 37 milyar dolar pazar büyüklüğü olduğu ve 2022 yılı sonuna kadar 1 milyar giyilebilir teknolojinin kullanılacağı tahmin edilmektedir.
Pandemi de giyilebilir teknolojilerinin kullanımını artırmış gibi gözüküyor. Özellikle bazı şirketlerde çalışanlar arasında mesafe kontrolünü sağlamaya yarayan ve anlık ateş ölçümleri yapan cihazlar kullanımın arttığı kaydedilmektedir.
Her ne kadar çalışanın sağlığı ve güvenliği için bu teknolojiler kullanılsa da hiç şüphesiz elde edilen veriler işverenler tarafından performans değerlendirilmesinde ve verimliliğin artırılmasında da kullanılmaktadır. Pandemi döneminde evden çalışma ve hibrit çalışmaların yaygınlaşması karşısında işverenler giyilebilir teknolojilerden elde ettikleri verilerle geleceğe yönelik çalışma modelleri hakkında yorum yapabilmektedirler.
Giyilebilir teknolojilerin işyerlerinde artmasının, çalışanın sağlık verilerinin takibi neticesinde sağlık sorunlarına erken müdahale edilmesi, çalışanın durumuna göre bir işte çalıştırılması, iş güvenliğinin artırılması gibi katkılar olduğu söylenebilirse de giyilebilir teknolojilerin ciddi mahremiyet ihlalleri yaptığını da gözden kaçırmamak gerekir. Bu teknolojilerin iş dışında da veri toplamaya devam etmesi, çalışanların hayatına müdahaleci bir durum ortaya çıkarmaktadır. Bu durumda giyilebilir teknolojiler konfor çalışanların baskı altında psikolojik sorunlarla mücadele etmesine sebep olmaktadır.
Eğer işyerinde giyilebilir teknoloji uygun gizlilik standartları ile kullanılabilir ve bu veriler işyeri ile sınırlandırılabilirse gerçekten de kurumsal sağlık programları için doğru yönde atılmış bir adım olduğu söylenebilir. Bu sayede çalışanların sağlıkları takip edilebilir ve gerektiğinde erken müdahaleler yapılabilir